Tam olarak bir ay sonra başlayacak, neredeyse Counter-Strike’ın all star kapışması diyebileceğimiz ELEAGUE’in CS:GO sunucusu Anders “Anders” Blume hem oyun hem de eSpor üzerine fikirlerini söyledi.

İlk olarak Aralık’ta duyurulan ELEAGUE, medya firması Turner (Turner Sports) ve WME | IMG yetenek ajansı ortaklığında gerçekleşecek. İki sezon ve toplam 2.4 milyon dolarlık bir ödül havuzuna sahip olacak lig TBS’ten ve internet üzerinden 24 Mayıs’tan itibaren canlı yayınlanacak.

Topluluk kanadında ise bir kesim oyunun televizyonlarda yayınlanıp medya şirketleri tarafından finanse edilmesinin bu ruhu bozacağından endişelenip şüpheci yaklaşırken, bir kesim ise sadece favori takımlarının turnuvaya davet edilmemesi veya takımının 24’e kalmamasından mutsuz.

Günler önce açıklanan 24 takımlık liste şöyle: Astralis, Cloud9, Counter Logic Gaming, compLexity, Team Dignitas, Echo Fox, EnVyUs, FaZe Clan, Flipsid3 Tactics, Fnatic, Gambit Gaming, G2 Esports, Team Liquid, Luminosity Gaming, mousesports, Natus Vincere, Ninjas in Pyjamas, NRG eSports, OpTic Gaming, Renegades, SK Gaming, Team SoloMid, Virtus.pro, ve Tyloo.

Ocak ayında Las Vegas’taki CES etkinliğinde tanıtımı düzenlenen ELEAGUE’in sunucusu olan Anders, lig ve CS:GO hakkında fikirlerini söyledi.

Road to Vegas’a dair neler hissediyorsun?

Anders: En büyük endişem bunun ne kadar sınırlı olabileceğiydi. Ne yapmak istersek izin verdiler ve hiç bir çatışma çıkmadı. Bize sürekli “Siz istediğinizi yapın, biz de daha önce yaptığımızı yapalım” diyorlardı.

Yani normal sunumunu yapman senin için endişeli bir durum muydu?

Evet, bence eSpor dünyası televizyona geçiş öncesinde de bazı anlaşmazlıklar yaşadı ve her şey politik bir hale geldi. Ne söylediğine dikkat etmen gerektiği bir gerçek, çünkü kimseyi kırmak istemezsin. Böyle bir durumda bir sürü kısıtlama gelir ve bunu kimse istemez.  Bence herkeste bu korku vardı. Öncesinde bize böyle bir şey olmayacağı söylense de her zaman bir yanın “Acaba gerçekten böyle mi olacak yoksa oraya gidince işler değişecek mi” diye düşünmeden edemiyordu. Ama bu önemli değil, bu hareketin olumlu bir geleceğe, oyun bütünlüğünün ve özünün bozulmayacağına  işaret etmesi, işte bu önemli.

Road to Vegas etkinliği hakkında genel düşüncen nedir?

Teknik arıza olmaması hissi güzeldi. Turner herşeyin düzgün çalışması için iyi iş çıkarmış. Etkileyiciydi. Turner’da çalışanlar herkesle tanışma fırsatım oldu ki bu televizyon dünyası için ilginç ve olumlu bir deneyim.

OpTic ELEAGUE elemelerinden geçti, performansları hakkında ne düşünüyorsun?

Şaşırdım. Çoğu zaman Amerikan takımları, özellikle de kazanırken, kendilerine güvenip saçma hatalar yapıp şanslarını çok zorlarlar, çok agresiflerdir.

OpTic’te kendilerini tuttukları bir çok an gördüm. Öldürmelerini değil ama ölmemelerini sağlayan zekice taktikler kullandılar. Bence bu çok güzel. ShahZaM baskı altında iyi oynadı, ki bir nevi onun kusurlu yanıdır, RUSH çok göz önündeydi, NAF kendi liginde bir oyun oynadı. Genel olarak bakılırsa sadece tek kişinin sırtlandığı bir  ekip değillerdi, bunlar olumlu işaretler.

CS:GO’nun gelişimi seni hiç şaşırttı mı?

Hayır. Tarihsel olarak bakılırsa Counter-Strike, Starcraft gibi oyunlarla beraber rekabetçi bir alan oluşturan ilk oyunlardandı. MOBA oyunlarının zamanına geldiğimizde ise Dota 2, Heroes of Newerth ve League of Legends’le yarıştı. Bir süre sonra insanlar artık bir oyunun eSpor oyunu olup olmamasının oyunun MOBA veya RTS (gerçek zamanlı strateji) olup olmamasıyla alakalı olduğunu söylüyorlardı. StarCraft 2 zamanında gayet popülerdi. Kimse FPS oyunlarının popüler olacağına ihtimal vermiyordu. Her zaman ve hala düşündüğüm gibi, FPS’lerin şansı diğerlerinden daha fazla, çünkü birini MOBA’ya başlatmak çok daha zor.  Counter-Strike ise çok fazla bilgin olmasa da oturup izlediğinde aşağı yukarı bir şeyler anlayıp yorumlayabilirsin. Bu çok yüksek bir güç. Ama bu basit olmakta karıştırılmamalıdır. Tabi ki de CS’nin de büyükçe bir derinliği var, ama kendini adapte etmen daha kolay.

Şuan en güçlü CS:GO bölgesi sence hangisi?

Avrupa şu an en güçlüsü orası kesin. Kuzey Amerika’da da çokça potansiyel görüyorum. Hatta potansiyeli yüksek bireysel oyunculardan bir takım bile kurulabilir. Hatta belki biraz zaman sonra ikinci takım bile kurulabilir.

Counter-Strike’ı izleyen ve yayın yapan çok kişi var ve bunun zamanla ilgili bir soru olduğu açık. Ama kimse şimdilik zincirlerini kırıp Kuzey Amerika süper takımını kurmuş değil, bunun bir sebebinin sözleşmeler ve bireysel oyuncuların anlaşmaması olabilir. Bunun gibi birçok şey var. Yine tarihsel olarak Kuzey Amerika her zaman güçlü bir kuvvet, CPL zamanından beri bu böyle. Ve Güney Amerika’yı da dışarıda bırakmak olmaz. Brezilyalılar, Luminosity, çok iyi bir takım ve güzel oynuyorlar.

Sence Valve CS:GO’yu geliştirmek için daha ne yapabilir?

Asya, Çin ve Kuzey Denizi bölgesi olabilir. Orada da bir çok turnuva oluyor ve ne zaman oradan birini getirmek istesen “Sırf çevrimdışı merkezlerde oynandıkları için turnuvalara para vermek istemiyorum” diyorlar. Bu doğru olabilir ve umarım Valve bu sorunu çözer, belki alandaki büyük distribütörlerle anlaşıp bunu oraya taşıyabilir.

Diğer insanlar ise sürekli “Onlar da başka FPS oyunları, CrossFire ve Counter-Strike: Online gibi” diyorlar ve ben onların FPS oyunlarını zaten sevdiklerini duyunca neden iyisini göstermeyelim ki diye düşünüyorum. Bence Asya bölgesinin noktası da uygun, CS:GO’yu oraya taşıyabilirsek ömrü çok daha uzun olacaktır.

Sence Valve toplulukla beraber hareket edip onların fikirlerini almak konusunda iyi mi?

Valve olayın sadece bir tarafında duran bir şirket. İşleri çok fazla etkilemek istemiyorlar. Daha çok oyuncuların kendi yollarını bulması taraftarılar. İşin bir de Riot Games boyutu var ki, muhtemelen çalışanlarının hepsinde GPS ve Kamera ile herşeyin kontrol altında olup olmadığını öğreniyorlardır.

Counter-Strike ekipleri küçük, CS:GO yapımcılarının Reddit’te insanlarla konuşup geri bildirim yaptığı zamanların hepsi, onları kodlamadan ve sorun çözmekten uzak tutuyor. Küçük bir ekipleri varsa bunun da sorun olduğunu farkında olmalılar.

Keşke Valve bir eSpor danışmanı tutsaydı, toplulukla iletişime geçip onlara “Buradayız, bunu yapıyoruz, çünkü bu yüzden” diyebilecek biri. Tam arada kalan bir durum var, eğer topluluğa karşı onlarla iletişime geçeceğini söylersen, her zaman daha fazlasını isteyeceklerdir ve bu bir süre sonra yönetimi zor bir hal alabilir. Ama keşke biraz daha olsa diyorum.

Tabi ki Major turnuvalar için böyle bir sistemleri mevcut. Bu başlı başına iyi bir başlangıç ve ESL, DreamHack, şimdi ELEAGUE için kendi içlerinden olmayan organizasyonlara da bu ortamı kurmaya izin verdiler. Durduk yere Valve’in çıkıp “20 milyon dolarlık bir turnuva yapalım” dediği bir durumla karşılaşamayız. Bunu yapabilirlerdi ama eğer bunu yapmış olsalardı diğer bütün herkesin oyuna olan yatırımını mahvetmiş olurlardı ve işler biraz karışırdı. Yani aslında beceremiyorlar dediğimiz şeyler, aslında tam da yapmaları gereken şey, insanlara bunlar için izin veriyorlar. Sıklıkta bunun gözden kaçırıldığı hissine kapılıyorum.

ELEAGUE yakında başlayacak

Nasıl olacağını merak ediyorum. Bana bu iyi bir fırsatmış gibi geliyor. Ve şimdi Turner’dakilerle tanışma şansını elde ettim, şaşırtıcı  şekilde onlarla çalışmanın kolay olduğunu fark ettim. Yapmak istediğimiz veya yapmayı düşündüğümüz bir şeye ‘Yapmayın’ dedikleri en ufak bir olay hatırlamıyorum. İlginç olan bu. Sonuçta burada [Road to Vegas] Thorin ve Richard da vardı, sınırlar aşılabilirdi ama sorun çıkmadı.

Kaynak: Daily Dot