İzlemek ve oynamak farklı şeylerdir.
eSpor’da, bir oyunun hayranı olmak veya o oyun hakkında bilgi sahibi olmak için illa oyunu oynamamız mı gerekiyor? İş yeteneğe geldiğinde bu kısım doğru, özellikle de sözü edilen yetenek, anlatılacak olan oyunu çok iyi bilmek demekse. Eğer anlatıcı oyunu üst seviyede oynayamıyorsa, izleyiciler tarafından ağır eleştirilere de mazur kalabiliyor.
Fakat, eSpor’un anlatım kısmında yer alan kişiler, oyunu oynamayan veya nadir oynayan insanlardan oluşabiliyor. Bu insanlar (çoğunlukla hayran ve oyuncuların çokça saygı duyduğu kişiler) da o etkinlikler için özel olarak anlaşmalı oluyorlar.
“Çok iyi bir yayıncı, ama yeteneksiz” lafını duymamızın bir sebebi var. Bir durumu yorumlamak için az bile olsa bir bilgiye sahip olmanız gerekirken, işinizi üstüne kurduğunuz oyun hakkında bilgi sahibi olmanızın beklenmesi şaşırtıcı olmamalı. Günümüz futbol yorumcularında olduğu gibi, çoğunluğu futbolla ilgili az çok bir geçmişe sahip de olsa, hepsinin başarılı olduğunu söylemek hatalı olur.
Yani, izleyerek de bilgi sahibi olmak mümkün.
Bu da bizi başka bir duruma itiyor. Kimi oyuncu ne kadar sıkıcı, anlatımı zor ve monoton olsa dahi üst düzeyde oyun oynayan sunucuların yayınlarını tercih edip bundan zevk alırken, oyunla çok fazla ilgisi olmayan birinin bu kadar teknik terim ve karmaşıklık arasında bir şey anlamaması mümkün.
İşin sırrı ise Toby “TobiWan” Dawson ve Troels “syndereN” Nielsen ikilisinin popüler oldukları sistemden geçiyor. İki kesimin de tam ortasında kalan bu sunum tekniğinde Toby, Troels’in oyunla ilgili bir şeyi daha iyi anlatacağını hissettiğinde sözü ona veriyor. Troels bir konuda bilgi verip vermemesi gerektiğini, bunun ne kadarlık bir seyirciye hitap edebileceğini kestirebiliyor. Ki bu durum çoğu zaman yayının iyi olması için bilgisinden vazgeçmesini gerektirebiliyor.
Masa başında da durum benzer. Masanın arkasında duran mikrofonlu kişinin sorduğu bir soru size çok ‘noob’ gelebilir. Fakat bu, sunucunun çok fazla bilgisi olmayan kesimi canlandırıp alabileceği en düzgün cevabı almak için işin ustalarına danışmasından başka bir şey değildir. Sunucuların görevi ilgiyi masada (ve dolayısıyla yayında) tutmaktır, dikkatleri üzerine çekip zeki görünmek değil.
Bu sektörde, diğer bir çok sektörde olduğu gibi, sadece şov için orada olanlar veya oyunu A’dan Z’ye bilen kişilerin olduğu açık ve hepsinin eSpor alanında yeri var. Unutmamamız gerekir ki, oyunu oynamak şüphesiz bize bilgi kazandıracaktır, fakat yüzlerce saat yayın izlemenin (bkz: Kaan Kural) vakit kaybı olmadığı bir gerçek.
Kaynak: slingshotesports.com