Türkiye Overwatch Şampiyonası’nın A Grubu’nu ikinci sırada bitirip, son 16’ya kalma hakkı elde eden Phoenix e-Sports’la beraberiz.
- Takımınızı tanıyabilir miyiz?
Takımımız Phoenix e-Sports olarak Gist 2016 fuarından 1 hafta önce kuruldu. Gist’te yapılan ilk Overwatch turnuvası aslında bu takımın bir anda kurulmasına önayak oldu. Takımımızın şu an Türkiye’deki yaş ortalaması diğer takımlara göre oldukça büyük. Bireylerinin sadece eğlence amacıyla toplandığı bir ekipti ancak Gist turnuvasında aldığımız başarı bizim için bir dönüm noktası oldu ve bu oyunu daha ön plana çıkarak daha profesyonel bir şekilde oynamamız için bakış açısı sağladı.
- Takımınız nasıl bir araya geldi, kurulma aşamanızı sizden dinleyebilir miyiz?
Takımımız aslında tamamen ortak arkadaşların bir araya gelip tanışıp bir anda kaynaşmasıyla kuruldu. Takımdaki oyuncularımız hepsine veteran diyebiliriz. Farklı tarz competitive oyunlardan gelip Overwatchta ortak noktayı bulduk. Önceden de söylediğim gibi Gist 2016 Overwatch turnuvasının ilk gününde 2. olmamız ve sadece 1 haftalık bir takımın bu başarıyı elde etmesi işleri biraz daha içimizde ciddileştirdi ve o günden bugüne takımımızla bozulmadan elimizden geldiğince antremanlar yapıp kendimizi geliştirmeye, eksiklerimizi tamamlaya çalışıyoruz.
- Takım olarak başarınızı nasıl buluyorsunuz?
Açıkcası takım olarak inanılmaz başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü bizim yaşımızdaki gamerlar için çalışma hayatı, çocuk bakma gibi engeller antreman sayımızı oldukça limitliyor. Ancak, geçmişten gelen oyun kültürümüz, herkesin farklı bireysel yetenekleri, takım içi anlaşmamız oldukça sorunsuz. Hatta başarımızı biz şu şekilde tanımlıyoruz; Takımın şu anki yaş ortalaması 29 ve böyle bir ortalamada Türkiye’deki en iyi takım olduğumuzu düşünüyoruz. Aksini düşünen bu yaştaki diğer Overwatch takımlarını da karşımıza her zaman bekliyoruz.
- Şampiyona aşamasına kadar takım içinde hiç sorun yaşadınız mı? Yaşadığınız sorunları nasıl aştınız?
Evet, yaşadık ve hala yaşıyoruz. Yaşadığımız sorunları herkesin fikrini almaya başlayarak çözmeye çalışıyoruz. Sorunumuz genellikle iletişim konusunda yaşanıyor. Ekibimizin bir kısmı kendini ifade etmekte sıkıntı çekiyor ve kendini ifade eden diğer kısım da pek bir şans tanımıyor. Tüm takımlarda yaşanan büyük sorunlardan birisi bu, fakat zamanla bu sorunu aşacağımızı düşünüyoruz.
- Takımınız içinde sizce en yetenekli gördüğünüz oyuncunuz kim ve hangi rolde oynuyor?
Takım kaptanı olarak bu soruya cevap vermek gerçekten çok zor. Çünkü herkes kendi rolünde gayet iyi ve roller çok değişmediği için aramızda sen veya ben daha iyi diyemiyoruz. Ancak, iş oyunda Play of the game’e gelince genellikle o kısımda yer almak benim hoşuma gidiyor 🙂
- Overwatch ile ilgili turnuva alanında mücadele etmeye sizi iten nedir?
Kesinlikle Gistte yaşadığımız ilk deneyim. İçimizdeki competitive ruhu ortaya çıkardı. Ayrıca, bu oyuna gerçekten hepimiz baya ilgili olduğumuz için bizim gibi takımlarla tanışıp beraber turnuvalarda yer almak bizim için çok heyecan verici.
- Overwatch’ı benzer mücadeleci yapıdaki oyunlardan ayıran şey nedir?
Overwatch’ı diğer fps tarzındaki oyunlardan ayıran şey bizce takım oyununu öne çıkaran faktörün stratejinin, kombinasyonun ve takım konuşmasının çok ön planda olması diyebiliriz.
- Overwatch’ın espor alanındaki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
E-Spor dalında şu anda belli başlı anchorlar var ve bunlar kolay kolay değişmeyecektir. Ancak, Overwatch yeni bir oyun ve Blizzard farklı updateler ile onu çok daha ilgi çekici yapacaktır. Bu yüzden kitlesi inanılmaz seviyelere gelmese de baya bir insan tarafından yakından takip edileceğini ve ülkeler arasında yapılan turnuvaların daha çok ilgi çekeceğini düşünüyoruz.
- Takım olarak eğlenmek için mi oynarsınız kazanmak için mi?
İlk başlarda eğlenmek için oynuyorduk. Zamanla rekabetçi oyunların etkisiyle kazanmak için oynuyoruz. Şu an kazandıkça eğleniyoruz diyebiliriz.
- Overwatch topluluğu hakkındaki düşünceniz nedir? Seyirci anlamında yeterli buluyor musunuz?
Bizce şu an oyunun seyircisi beklenilenden az seviyede, bu Türkiye için de geçerli. İnsanlar competitive oyunlarda kolay kolay değişiklik yapmıyor, oynadığı oyunda hep daha iyi olmak için uğraşıyor. Bu yüzden yeni bir oyuna verilen deneme süresi oldukça kısa olduğu için seyirci de tabii ki az oluyor. Ama bu kesinlikle değişecek, insanlar bu oyunun gerçekten e-Spor pazarına yeni bir heyecan kattığını görecektir.
- Şampiyona antrenmanlarında nasıl hazırlandınız?
Takımımızın biraz zaman sıkıntısı var. Bu yüzden genellikle hafta başında konuştuğumuz taktik, takım kompozisyonlarını haftada 2 akşam competitive oyunlarla ve onun dışında mümkün olduğunca eksiklerimizi konuşarak hazırlandık.
- Diğer takımlarla antrenman yapma fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Bu kesinlikle çok önemli bir faktör çünkü etrafımızda çok iyi takımlar var ve dışarıdan karşılıklı yapılacak eleştiriler kesinlikle takım için gayet geliştirici olur.
- Doğal yollarla oluşması gereken bağın haricinde, organizasyon ve oyuncu ekipleri arasındaki iletişimi nasıl buluyorsunuz?
Bence gayet olumlu bir iletişim var. Şu anda bu organizasyon sayesinde takımlar birbirlerini ilk defa bir heyecanla tanıyor. Bu iletişimin yardımlaşmanın kesinlikle kopmaması lazım, bu şekilde Türkiye’de Overwatch çok daha güzel yerlere gelecektir.
- Size göre yurt dışındaki takımlarla ülkemizdeki takımlar arasında fark var mı? Varsa kapatmak için ne yapılmalı?
Bu soruya yok demek gerçekten çok zor. Competitive oyunlarda yurt dışında çok profesyonal takımlar var. Bu takımların sponsorları inanılmaz imkânlar sağlıyor. Gerçekten bir işe dönmüş olup oyuncular kamplara girip psikolojik testlere bile maruz kalıp takımdaki yerlerini koruyabiliyorlar. Son on yılda e-Sport’un ne kadar hızlı bir şekilde büyüdüğünü hep beraber görüyoruz. Gerçekten büyük bir emek işi ve Türkiyedede hem sponsorların hem oyuncuların tamamen kendini bu işe vererek hareket etmesi lazım. Bu şekilde kesinlikle arada bir fark kalmayacağından eminiz.