Günümüzde klavyeniz, fareniz ve bilumum bilgisayar parçanız ışıl ışıl yanmıyor ise “oyuncu” sayılmıyorsunuz.
Bilgisayarlar performansın, yeniliğin, çeşitliliğin bir araya geldiği açık platformlar. Herkes kendine göre bir ürünü bilgisayar çatısı altında bulabilir. Ayrıca bilgisayarlar diğer cihazların yapamadığı şeyleri de hakkını vererek yapabilir. 90’ların sonundan bu güne dizayn konusunda da çok büyük gelişmelerin yaşandığı bilgisayar dünyasında eskiden kasalar yatay konumda raf gibi dururlardı, ve hepsinin üzerinde bir “turbo” tuşu vardı.
Bir ara dizayn konusunda bir devrim yaşandı ve firmalar artık farklı, hatta göze çok hoş gelen ürünler üretmeye başladılar. Dizüstü bilgisayarlar egzotik hammaddeler içermeye, masaüstü bilgisayarlar da şekilden şekle girmeye başladı. Ancak sektör bir süre sonra çok garip bir şekilde duvara tosladı.
2007 yılında ilk modern akıllı telefon ve tabletler piyasaya çıktı, ve bilgisayar sektörü ağır bir darbe yedi, satış rakamları çok düştü. O seneden bu zamana her sene de düşen satış rakamları hakkında haberler almaya devam ediyoruz. Bazı bilgisayar üreticileri ise endişelerinden dolayı kişisel bilgisayar pazarından tamamen çekildiler.
Bütün bu süreç ilerlerken ise bilgisayar oyunculuğu yükselişteydi. Oyuncular her geçen gün daha gelişmiş donanım istemeye, daha fazla performansa ihtiyaç duymaya başlamıştı ve konsollara üstünlüklerini her fırsatta dile getiriyorlardı. Üreticiler bu durumu bir fırsat bilip bilgisayar oyun sektörüne kafalama dalma kararı aldılar. Ve işler karıştı.
Bu günlerde herhangi bir ürünün oyuncu ürünü olarak anılması için abartılı ve göze batan bir tasarımının olması gerekiyor. Sade tasarımlı ürünlere oyuncu ürünü dendiğini neredeyse hiç bir yerde göremiyoruz.
Yukarıda standart bir kulaklık ayağı görüyorsunuz. Sade, sağlam ve metalden yapılmış, işini görüyor. Dizaynı ise çok akılcı, kulaklıklarla uyumlu bir eğime sahip.
Ve aşağıda ise bir “oyuncu” kulaklık ayağı:
Amazon üzerinden “kulaklık ayağı” (headphone stand) ve “oyuncu kulaklığı ayağı” (gaming headphone stand) aramaları yapıldığında çıkan sonuçlar bunlar. Ciddi olamazlar!
Bu ucubeler burada da bitmiyor. Sektörün tamamı kendini bu furyaya kaptırmış durumda. Anakartlardan ekran kartlarına, monitörlerden kulaklıklara, her parça verimli ve konforlu olmaları için dizayn edilip üretileceklerine, kullanışsız ve şova yönelik tasarımlarla yapılıyor ve piyasaya sürülüyor.
Örnek olarak yukarıdaki fareyi verebiliriz. Logitech Performance MX adında, “oyuncu” etiketi olmayan, camda bile çalışabilen, el kıvrımına oturan, sade, hatta “yakışıklı” bir kablosuz fare. Altta ise bir fare (MadCatz Cyborg Rat 7) var ki evlere şenlik. Hangisinin “yeterli” olduğuna siz karar verin.
Konu sadece aksesuar ile ilgili olsa bir nebze anlaşılır. Ancak herhangi bir büyük anakart üreticisi ile konuşursanız size diyeceği şu. Aslında aşırı büyük ve “vahşi” gözüken anakart soğutma blokları aslında hem verimsiz, hem de ürün fiyatını yükselten unsurlar.
Üstte gözüken anakartın soğutma sistemi sizin için daha mı iyi? Bir daha düşünün. Sizin gözünüzü alan o soğutucu unsurlar ısı dağılımını baltalamak ve cebinizin derinliklerine inmek dışında başka bir işe yaramıyor. Soğutma için ideal seçim 7/24 çalışması için tasarlanmış sunucu anakartlarındaki soğutma blokları olmalı. Aşağıda bir örneğini görebilirsiniz:
Eğer ki o göz alıcı parçalara verdiğiniz parayı haklı çıkarmaya çalışıyorsanız yanılıyorsunuz. İş yükü olarak tüm gün ağır koşullarda çalışmaları için tasarlanmış sade görünümlü soğutucular hem daha verimli soğutma sağlıyorlar, hem de daha ucuza mal oluyorlar. Çünkü o göz alıcı parçaların tasarımı ve üretimi için gereken aletler ve kalıplar şirketlerin kasasına daha fazla dokunuyor.
Aşağıda gördüğünüz iki ekran görüntüsü durumu özetlemeye yetiyor aslında. İlki Google’a “klavye” (keyboard) yazınca ortaya çıkan arama sonuçları.
İkinci görüntü ise “oyuncu klavyesi” (gaming keyboard) yazınca ortaya çıkan sonuçlar.
Birileri oyunculukla renkleri ve şekilleri fazla karıştırmış. Ancak kabul etmek lazım ki, bazı oyuncular ellerindeki malzemeyi çok güzel bir şekilde konumlandırıp ışıklandırıyorlar, ve bu bize “Vay be!” dedirtebiliyor. Ancak ne zamandan beri akıl almaz tasarımlar ve RGB renklendirme oyunculukla eşdeğer oldu? Üreticiler bize oyunları “daha iyi” oynamak için RGB ışıklı bir klavye ile garip şekilli bir fare kullanmak zorundasınız mı diyor? Neden “oyuncu” donanımları basit, sade tasarımlara sahip olamıyor? Neden bilgisayar kasaları kanatlara, yüzgeçlere ve keskin kenarlara sahip olmak zorunda? Yoksa oyuncular arası dile getirilmeyen bir “rekabet” mi söz konusu? RGB ışıklandırma bize daha stabil bir hız aşırtma mı garanti ediyor? Arada bir durup mantıklı düşünmek de gerek.
Peki bilgisayar “oyunculuğu” ne demek? Aslında çok basit, iyi işlemci gücü ve grafikler sizin oyunlardan en iyi deneyimi almanıza yetecek unsurlar. Oyun oynamak demek, yükleme sürelerinin azalması, işlemcilerin frekanslarının arttırılması demek. Oyun oynamak demek sisteminizi görsellerin daha çabuk yüklenmesi için optimize etmek, ve yanında yüksek yenileme hızlı bir ekran kullanmak demek. Oyun oynamak demek düşük ping ve sıfır ağ veri kaybıyla oynamak demek. Bilgisayar donanımınıza daha fazla süs eklemek ya da sadece şov amaçlı gözüksün diye daha az konforlu ürünler kullanmak oyun oynamak olmuyor maalesef.
Yakın zamanda yapılan sektör fuarlarına dikkatlice bakın. Genelde bütün firmalar kimin tasarım ekibi daha abartabilir tadında dizaynlar ve RGB ışıklandırma kullanımı sunuyordu. Arada 8K monitörler, yüksek yenileme hızına sahip 4K monitörler, yüksek hızlı ağ bağlantıları ve oyunları anlamlı yönde etkileyebilecek teknolojik gelişmeler sunan firmalar da göze çarpmıyor değil tabi ki. Ancak çoğu firma göz alıcı ışıklara yönelmiş gözüküyordu. “Oyuncu” dizüstülerin ve masaüstülerin tasarımlarını siz düşünün.
Ticari anlamda, talep ne ise, firmalar da satış gerçekleştirmek için arzı ona göre şekillendirmeli. Hal böyle olunca da firmalar yatırımlarını verimli ve anlamlı donanım iyileştirme yerine dizayn departmanlarına aktarıyor. Sizce bilgisayar oyuncuları gerçekten bunu mu istiyor?