Splyce geçtiğimiz mevsimde Avrupa LCS’in yükselen yıldızıydı. Takım bahar mevsiminin sonunda ligde kalmak için mücadele ediyordu ancak yaz mevsiminin sonunda kendisini ligin ikinci sırasında buldu ve bir Dünya Şampiyonasına gitme fırsatı yakaladı. Dürüst konuşmak gerekirse takımın Worlds’te bir başarı sergilemesini kimse beklemiyordu. Avrupa LCS’te ki 9-6-3’lük performansları dünyanın en tecrübeli takımlarına karşı mücadele etmek için yeterli değildi. Nitekim grup aşamasında 1 galibiyet, 5 mağlubiyet ile grubu son sırada tamamlayan takım oldular. Yine de bu takım için inanılmaz bir deneyim oldu, adeta kabuklarından çıktıklarında ne ile yüzleşeceklerini görmüş oldular.

Worlds’de ki sonucun ardından yabancı espor basınından Slingshot ekibinden Vince Nairn, Splyce’ın koçu Jakob “YamatoCannon” Mebdi ile bir röportaj gerçekleştirmiş.

 

Vince Nairn: Öncelikle Dünya Şampiyonası deneyimini nasıl özetlersin?

Jakob “YamatoCannon” Mebdi: Grup aşamasının bir maçın en iyisi olarak oynandığı senaryoyu hayal ediyorum, bu çok anlamsız olurdu. Birçok şey gerçekleşebilirdi. Oyunlar çok erken safhada kaybedilebilirdi. Oyunlar çok erken safhada kazanılabilirdi, özellikle meta böyle gözüktüğü için. En önemlisi bir karar almak ve sonuna kadar onu uygulamakla. Beklediğimden daha kötü oynadığımız maçlar oldu, ama tabi ki, bizim açımıza gerçekleşen pekçok yeni şeyde oldu çünkü şimdiye kadar oynadığımızdan daha büyük bir sahneye çıktık. Daha önce bu noktada bulunmuş oyunculara karşı oynadık, bulunduğumuz gruba bakın. Neticede, elde ettiğimiz sonuçtan memnunum. Oyunların bazılarında üstünlük gösterdik. Ne yapabileceğimizi gösterdik. Bazı oyunlarda öyle olmadı. Özetlemek gerekirse şimdi ki hedefimiz, öğrendiğimiz ne varsa alıp takımla birlikte inşa ettiğimiz imparatorluğumuzun en tepesine koymak.

 

VN: Özellikle geçtiğimiz haftanın sonunda ve biraz alıştıktan sonra, çıkıp en azından bir maç kazanmanızı mı hissettirdi? Olduysa, gurur dışında birşey?

JM: Pek tabi, Bir galibiyet kazanmak, bence insanlar her zaman maçların ne kadar yakın geçtiğinden bahsedebilir. Ama kimse geriye dönüp baktığında bunu umursamaz. Sadece sonuca bakarlar. 1 – 5, 0 – 6’dan daha güzel duruyor. Ben geçen sene Dünya Şampiyonasında analiz masasındayken bunun geyiğini çok yapmıştı. Cloud 9 grupta 0 – 6 çeker demiştim. Grupta hiç bir oyun oynanmamışken çok cesurca bir tahminde bulunmuştum. Eğer ki 0 – 6 yapsaydık internette alay konusu olurduk. Dediğim gibi hala 0 – 6’dan daha iyi bir sonuç

 

VN: Komple Avrupa bölgesi çok büyük eleştiri aldı. Bu haftanın bölgeye yardımı oldu mu? Fazladan bir baskı hissettiniz mi?

JM: Bence H2k’in hikayesi ile bizim ki tamamen beklenmedik şekilde gelişti. H2k’de bazı sorunlar ortaya çıktı. Bu daha önce H2k’de olmuş birşeydi ve bunun yanında herkes H2k’in büyük işler başaracağını düşünüyordu, ki öyle de yaptılar. 4 – 0 gittiler. Bizim hikayemiz ve H2k’in hikayesi izleyicilerin tahmin ettiği birşeydi. G2, bence, G2’nun başına gelenlerden dolayı Avrupa bölgesi ağır eleştiriler aldı. Onlar adına üzgünüm. Ama Avrupa’nın yüzüyseniz olacak şey budur. İnsanlar G2’dan daha fazlasını bekliyordu çünkü mevsim boyunca çok baskın bir performans gösterdiler, bu yüzden omuzlarında büyük bir yük vardı, özellikle MSI’da yaptıklarından sonra. G2 ile antrenman yaptık, onlardan çok daha fazlasını bekliyordum. Antrenmanlarda formlarının zirvesindeydiler. Kesinlikle sahnede oynadıklarından çok daha iyi oyunlar sergilediler. Ama bu bazen olur. Bir açıdan onlar için üzgünüm, ama bu Avrupa’nın yüzü olmanın getirdiği bir sorumluluk.

 

VN: Bu takımı ortaya çıkarmanız oldukça zaman aldı. Bunula birlikte bu geçtiğimiz iki haftadan sizler neler aldnız.

JM: Her bir haftasonuna geriye dönüp bakılmalı bence, antrenman disiplinimiz(iyiydi). Kendimizi ortaya koymamız bizim açımızdan oldukça olumluydu çünkü diğer takımlar yüzünden scrim yapacak takım bulmak konusunda sıkıntı yaşıyorduk. Genellikle Unicorns of Love’a karşı 3 – 2 gelmiş ve neredeyse kaybedecek olan bir takımla çalışmak istemiyorlar. Tabi ki Çin ve Kore bölgeleri için bu çok önemsizdi. Bu yüzden aradığımız scrimleri bulmak bizim için daha zordu. Seçemiyorduk, ama biraz iletişim ağımızı genişlettikten sonra scrim bulmaya başlamıştık. Esasında bulabildiğimizi bulmaya çalıştık. Çalışmalarımızı gerçekten istediğim şekilde yapamadık, ama yapabileceğimizin en iyisini yapmak durumundaydık. Ve tabi ki bu bir bahane değil. Albus Nox’a bakabilirsiniz. Scrim yapmadılar bile. Bence bu önemli bir nokta. Oyuncu gelişimlerine bir göz atın. Oyuncular sahnedeki ikinci haftalarında çok daha rahatlardı. İlk haftada insanların sahneyi salladığı bazı senaryoları yaşadılar. Bu çok yeni bir deneyimdi çünkü insanların gözü her zamankinden daha fazla üzerimizdeydi. Bence oyuncular, bende dahil, Dünya Şampiyonası sahnesine daha alışmış hissettik. Önümüzdeki süreçte bu çok önemli olacak.

 

VN: Çok ilginç bir nokta var, tüm takımlarda hasta olmuş oyuncular gördük. Sizler bundan etkilendiniz mi? Olduysa, nasıl başa çıktınız?

JM: Çok değil. Wunder’in hasta olmasıyla lakalı bir sorunumuz oldu, ama benim kafa yapım her zaman elimdekinin en iyisini yapma şeklinde işliyor. Yapabildiğinin en iyisini yapmaya çalış, alabildiğin bütün deneyimi al ve yoluna devam et. Bizim durumumuzda Wunder biraz hastaydı. Bizi çok etkilediğini düşünmüyorum. Bu şekilde yola devam ettik. Bu bizi çok etkileyemeyecek bir senaryoydu ve onunla olabilecek en iyi oyunu sergiledik.

 

VN: Bu neredeyse her yıl olan birşey haline geldi. Oyuncuların hasta olmasında bazı etkenler var mı?

JM: Tabi ki. Bizim antrenman programımız tamamen farklıydı. Kore’de iken, olabildiğinden daha çok çalıştık. Eğer dışarı çıkıp temiz hava almazsanız ve zorlamaya devam ederseniz, bağışıklık sisteminiz zamanlar tabi ki zayıflar. Bazen insanlar bana tahminler hakkında soru soruyorlar, bir koç olarak tahmin yapmayı çok sevmem. Eğer ki analiz işi yapıyorsam tamam, ama her zaman tahmin edemeyeceğiniz ihtimaller var. Hastalık. Belki sokağa çıktığımda yürürken bir araba çarpacak ve aniden yürüyemez hale geleceğim. Tahmin edemeyeceğimiz birçok şey var. Özellikle bunun gibi bir grup aşamasında ve maçların bir maçın en iyisi şeklinde oynandığı bir senaryoda. Bu tür durumlarda birçok şey gerçekleşebilir. Kontrol edemeyeceğiniz birçok değişken var. Bu yüzden nelerei kontrol edebiliyorsanız onlara bakın. Tabi, oyuncularınızı multivitaminler ile besleyebilirsiniz. Daha iyi olacaklardı ama genel anlamda konuşacak olursak, kontrol edemeyeceğiniz pek çok şey var ve gerçekten kontrol edebileceğiniz şeyler için zorladığınızdan emin olmanı zgerekiyor.

 

VN: Sormak için çatladığım bir şey var: League of Legends’da kimsede olmayan renkli bir gardrobun var. Oyunlar için ne giyeceğine karar vermeni sağlayan ne?

JM: Çok fazla düşünmeyi sevmiyorum. Chris(Ehrenreich), bizimle çalıştı. Önceden CLG’nin koçuydu. Başlangıçta bize evde nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda temel bilgiler verdi. Ayrıca bir gün içinde doğal olarak sürekli iyi karar vermeninde mümkün olmadığını belirtti. Bana bunu söyledikten sonra, iyi kararlarımdan bir tanesini gardrobumda kaybetmek istemedim. Sadece içten duygularımla hareket ettim. Bazen gitmeden önceki gün “Bunu giymek istiyorum” diyorum ve kesin bir karar oluyor. Senaryoyu aklımda oynatıyorum. Bunu son giydiğimde işler yolunda gitmişti. Yüzde yüz buna inanmıyorum ama oyundan önce kafamda işleyen küçük birşey.

 

VN: Herhangi bir favori giysin var mı?

JM: Var, işte bu kravat, bunu Worlds’te kullanmadım. Ama bu karavat birçok başarıya imza atmış bir kravat. Kesinlikle benim favorim. Bunu şu an giydiğim takım elbiseyle beraber giydiğimde kendi kendime “Evet, iyi hissediyorum. İyi hissediyorum” diyorum.