Poker dünyasında oyun parası ile gerçek para arasındaki bağlantı daha uç noktalara kayabiliyordu. Katılım payı olarak puan alan, ödemeyi nakitle yapan sistemler mevcuttu. Puanları toplamak saatler alıyordu, ödemeler de kuruş kuruştu. Gerçek para tarafında ise, bütün işlemler nakit para döngüsüyle hallediliyordu.
Bu yüzden poker aşırı heyecanlı ve popüler oldu. Niş bir altkültür seviyesini aşıp büyümesi için tek gerenek basit bir online platform ve bir halk kahramanı idi.
2003 yılında Chris Moneymaker WSOP‘u PokerStars uydusundan oynayarak kazanınca, piyasa patladı. 2004 yılındaki WSOP ana turnuvası 2003’e göre kayıt sayısını üçe katlamış, 2006‘da ise kayıtlar 8773 kişi ile tavana vurmuştu. Bu büyüme 4 yıl içinde %900 civarında gerçekleşmişti. Aynı zamanda online poker de büyümeye başlamıştı. Poker web siteleri ve en iyi oyuncuları çok zenginlediler. Bu durum eSpor taraftarlarına hiç de yabancı gelmiyordur.
Ancak, 2006 yılında Amerika’da Kongre, yeni teknolojilere ayak uydurabilmek için Kanunsuz İnternet Kumar Düzenlemesini (UIGEA) yürürlüğe soktu. UIGEA dan önce online poker ne kanun dışıydı, ne de denetime tabi idi. UIGEA’dan sonra bu durum fazla değişmedi. Amerika’da hâlâ online poker oynanabiliyordu, sadece oynamak zorlaşmıştı.
UIGEA ne yaptı? Bu kanunun kapsamı hala tartışılsa da, yürürlüğe girdikten sonraki yıllarda bile web siteleri ve oyuncular Amerika’da faaliyet göstermekten yasaklanmamıştı. Ancak finans kuruluşlarının Amerikan oyuncularından ödeme almaları ya da onların hesaplarına ödeme yapmaları engellenmişti. Poker şampiyonu ve Yale Üniversitesi Hukuk mezunu Vanessa Selbst, bu kanunu iki yüzlü, belirsiz ve külfetli olarak nitelendirmişti.
UIGEA’nın belirsiz tafarı, bazı ödeme kanallarını ve onları kullanan web sitelerinin işleyişini engellemediği için faaliyetleri durmadı. Çoğu külfet oyunculara yıkılmıştı. Hâlâ oyun oynanabiliyordu ama sitelere para aktarımı ve para çekimi konusu skin bahisleri kadar kolay olmaktan çıkıp bayağı zorlu hale sokulmuştu. Ödeme kanalları online poker ile ilişkilerini gizlemek durumunda olduklarından, kullanıcılar hesapları üzerinde bazı denizaşırı tanınmayan şirketler tarafından para transeri yapıldığını görüyordu ve bu işlemlerin kanuni olduğunu bankalarına anlatmakta zorluk çekiyorlardı. Kredi kartı sahteciliğine kurban gidenleri zaten söylemeye bile gerek yok.
Bu durum her şeyi değiştirmişti. Poker profesyonelleri oyundan soğumuş, zevk için oynayanların zevki ellerinden alınmış, ve “poker patlaması” artık sönmüştü. En büyük poker siteleri Amerikan pazarından çıkmış, canlı turnuva katılımları gerilemeye başlamış, TV reytingleri, reklam gelirleri ve genel ilgi azalmıştı. Kısacası ikincil pazar çökmüştü.
Herşeye rağmen online poker dünya çapında büyümeye devam etmiş, yavaş olsa da ilerleme kaydetmişti. CS:GO, 2006 yılındaki poker piyasasından daha genç bir yaşta, ve o kadar oturmuş değil. Bu yüzden de çok şanslı olmayabilir. CS:GO’nun gelişmesi ve büyümesi için izlenme sayılarının artması lazım, pazar penetrasyonunun derinşelmesi lazım, ki online poker’in 2003’de yaşadığı yükselişi yakalayabilsin.