Poker patlama yaptığı yıllarda taraftar kadar düşman da kazandı. Amerika’da karşıt görüşlülerin sloganları arasında “Bir tıkla evini kaybet” gibi cümleler yer ediyordu. CML’nin memleketi, eşcinsel evlilik ve otun yasallaştırılmasıyla ünlenen sosyal politikalar diyarı Washington’da, kanun adamları online pokeri yasaklamıştı. Bu kanunun sponsoru, eyalet senatörü Margarita Prentice, tutumunu şu sözlerle destekliyordu: “Konu kumara gelince, eğer izin çıkmamışsa oynayamazsınız. Kanunda belirtilmedi diye yasal denemez. Federal kanun ile istikrarlı bir uyum sağlamak için çalışıyoruz.”
Prentice’nin konu hakkındaki tutumu çok sert ama açıklayıcıydı. Ona göre bahis, açıkça izin verilene kadar gayriresmiydi. Başka şekilde söyleyecek olursak “skin” bahisleri de açıkça izin verilmediği için yasal değiller. Prentice ile başka hiç bir eyalet aynı fikirde olmasa da, iki büyük poker şirketi “Kara Cuma”ya kadar diğer 49 eyalet içinde hizmetlerine devam etti. Neden bir davayı kaybetme riskini alsınlar ki? Neden daha fazla kanun çıkarılmasına sebep olsunlar ki? Değil mi? Kanun koyucular anlamadıkları şeylerden korkarlar. Ve bu kişiler online pokeri, Amerikan kültürünün bir parçası olmuş olan basit ve popüler bir oyunu yasaklıyorlarsa “skin” bahislerini nasıl anlayacaklar? Bloomberg’in bile karıştırdığı iki yeni video oyunu üzerinden gelişen bu pazarı nasıl anlayacaklar?
CML’nin online pokere başladığı zamanlarda, UIGEA’dan 3 yıl sonra, herkes oyunun “daha zorlaştığını” (Kârın azaldığını) söyler olmuştu. Poker kazançlarıyla savurganlık yapılan günler geride kalmıştı. Bu durum belirsiz pazarın zaman içinde daha verimli bir hâl almasına, aynı zamanda da belirsiz kanuni ortam yüzünden, eğlence için oynayan profesyonel olmayan oyuncuların para yatırma konusunda çekincelerinin artmasına yol açtı. eSpor terimleri kullanacak olursak, online poker “yeni oyuncu kazandırma” konusunda sınıfta kalıyordu. Yeni katılımların azalması ve iyi oyuncuların sayısının yüksekliği pokerin kaderini perçinlemişti.
CML, bütün olumsuzluklara rağmen pokerden iyi para kazandığını, ama kariyerinin 2011 yılında beklenmedik bir şekilde sona erdiğini söylüyor. o gün, yani “Kara Cuma“, Adalet Bakanlığı’nın ABD içinde kalan diğer online poker sağlayıcılarına karşı açtığı federal davada, suçlama olarak banka sahteciliği, kara para aklama konularını sunup, sitelerin domain adreslerine el koymuştu. Amerikalılar artık online poker oynayamıyordu. Profesyoneller işlerini kaybetmişti. Online poker endüstrisi ise en büyük pazarından olmuştu.
UIGEA, Amerikan pazarında kalan poker sitelerini (en büyükleri PokerStars ve Full Tilt idi) ve onların ödeme kanallarını tek bir seçenekle yüz yüze bırakmıştı; suç işlemek: banka sahteciliği ve kara para aklama. Oyuncuların site üzerinden para akışı yapmasına izin vererek, bu paraların kaynağını ve yasallığını saptırarak işleyişlerine devam eden bu siteler, kapatılana kadar oyunculara bir zarar vermemişti. Online poker oynamak hiçbir zaman yasadışı olmamıştı ve Amerika dışında faaliyet gösteren ve “alçaktan uçan” bazı web siteleri halen Amerikan oyuncularını kabul ediyor. Ancak büyük babalar piyasadan çekildi, ve beraberlerinde oyuncu tabanını ve kocaman bir kültürü de götürdüler.